6 Şubat felaketinin ardından Hatay’daki fay hattı üzerindeki enerji birikimi sürüyor; zemin değişimleri kenti tehdit etmeye devam ediyor.
Türkiye’yi sarsan 6 Şubat 2023 depremleri, Hatay’ı derinden etkileyerek büyük bir yıkıma neden oldu. Bu felaketin üzerinden aylar geçmesine rağmen bölgedeki sismik gerilim devam ediyor. Uzmanlar, Hatay Fay Hattı Yeniden Aktif uyarısını yaparak halkı dikkatli olmaya çağırıyor. Antakya Fayı’nın tamamen kırılmadığı ve özellikle güney segmentte hala önemli ölçüde enerji birikiminin sürdüğü belirtiliyor. Ayrıca zemin değişimleri ve sıvılaşma riski, yeniden inşa sürecindeki kenti tehdit etmeyi sürdürüyor. Hatay’da Antakya Fayı’nın kırılmayan kısmı nerede bulunuyor?
6 Şubat depremleri Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ve Ölü Deniz Fay Hattı (ÖDFH) üzerinde büyük hareketlenmeye yol açtı. Ancak yerel uzmanlar, Antakya Fayı’nın tüm segmentlerinin boşalmadığını düşünüyor. Fay hattının bu kilitli kalan kısımları, yeni bir sismik olayın potansiyelini artırıyor. Bu durum, bölge halkı ve yetkililer için kesintisiz bir hazırlık sürecini zorunlu kılıyor.
Bölgedeki jeolojik çalışmalar, fay segmentleri üzerindeki stresi ölçmeye odaklanmıştır. Bu veriler, riskli alanların belirlenmesinde kritik rol oynuyor.
Antakya Fayındaki Kırılmayan Segment ve Enerji Birikimi
Antakya Fayı’nın güney segmentinde devam eden enerji birikimi, uzmanların en çok dikkat çektiği konudur. Fay hattının bir kısmı kırılırken, diğer kısımlarının direncini koruması beklenmeyen bir durum değildir. Bu kilitli kalan segment, büyük bir deprem üretme potansiyeline sahiptir. Uzmanlar, bu segmentin ne zaman ve ne büyüklükte kırılacağını kesin olarak tahmin edemiyor.
Depremin üzerinden geçen zamanda dahi bölgede artçı sarsıntıların sürmesi, yeraltındaki hareketliliğin devam ettiğini gösteriyor. Hatay Fay Hattı Yeniden Aktif durumu, kentsel dönüşümün bilimsel temellere oturtulması gerektiğini kanıtlamıştır. Antakya Fayı’nın gelecekteki davranışları için hangi çalışmalar yapılıyor?
Zemin Değişimleri ve Kentteki Sıvılaşma Riski
6 Şubat depremleri, Hatay’ın zemin yapısında kalıcı değişimlere neden oldu. Özellikle Asi Nehri çevresindeki alüvyon zeminlerde sıvılaşma riski arttı. Bu zemin değişimleri, yeniden inşa edilecek yapılar için yeni ve daha katı standartlar gerektiriyor. Sıvılaşma riski, binaların temellerini doğrudan tehdit etmektedir.
Zemin sıvılaşması, deprem sırasında yumuşak ve suya doygun zeminlerin taşıma gücünü kaybetmesi anlamına gelir. Hatay ilinde bu riskin yüksek olduğu alanlar, imar planlarından çıkarılmalıdır. Hasarlı yapıların acil dönüşüm ihtiyacı, bu zemin riskleri nedeniyle daha da kritik hale geldi. Yapı denetim ve zemin etüdü süreçleri nasıl yürütülüyor?
Hatay Fay Hattı Yeniden Aktif olması ve zemin risklerinin sürmesi, Hatay’ın gelecekteki afetlere karşı dirençli olmasını gerektiriyor. Depremden alınan derslerle, şehir yönetiminin proaktif ve bilimsel adımlar atması hayati önem taşımaktadır. Zemin etüdü ve sağlam zemin üzerine inşaat, şehrin yeniden doğuşunun temelini oluşturmalıdır. Peki, Hatay’ın yeniden inşası bu zorlu jeolojik gerçeklere karşı ne kadar başarılı olacak?
