1966 Varto Depremi’nin ardından Muş Ovası’nda gerilim tam olarak çözülmedi; jeologlar 6 büyüklüğünde bir deprem potansiyeli için uyarıyor.
Muş, Türkiye’nin sismik açıdan en hareketli bölgelerinden biri olan Doğu Anadolu Fay Hattı’nın (DAF) kritik bir noktasında yer almaktadır. Şehrin jeolojik yapısı, DAF ve Karlıova Fay Hattı’nın arasında kalması nedeniyle sürekli sıkışma altındadır. Uzmanlar, Varto Fayı Aktif uyarısıyla bölgedeki tehlikenin sürdüğünü belirtiyor. 1966 Varto Depremi’nden bu yana bölgedeki gerilim tam olarak çözülmemiştir. Jeologlar, bu sıkışmanın gelecekte 6 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyor. Muş Ovası’ndaki hangi yerleşim yerleri en çok risk altındadır?
1966 Varto Depremi, bölgenin yüksek sismik potansiyelini yıkıcı bir şekilde kanıtlamıştır. Bu büyük depremin ardından fay hattının bir kısmı rahatladı. Ancak Muş, iki büyük fay hattının kesişim noktasında yer aldığı için tektonik baskı sürekli devam etmektedir. Bu jeolojik konum, Muş Ovası’nın yeraltında sürekli enerji biriktirmesine neden olmaktadır. Bilim insanları, fay segmentlerinin davranışlarını yakından izlemektedir.
Bölgedeki Karlıova ve DAF gibi büyük fay hatları arasındaki gerilim transferi, Muş için kalıcı bir risk faktörüdür.
1966’dan Beri Çözülmeyen Gerilim ve Enerji Birikimi
1966 Varto Depremi’nden bu yana geçen uzun süre, bölgedeki fay hatlarında yeniden enerji birikimine neden olmuştur. Uzmanlar, fayın kırılma sürecinin bir kısmının tamamlandığını ancak gerilimin tamamen çözülmediğini vurguluyor. Varto Fayı Aktif kaldığı sürece, Muş Ovası üzerindeki sismik baskı devam edecektir. Bu sıkışma rejiminin, gelecekte 6 büyüklüğünde bir depremle sonuçlanması ihtimali üzerinde duruluyor.
Jeologlar, Varto ve çevresindeki mikro sismik aktiviteleri sürekli analiz etmektedir. Bu küçük sarsıntılar, fay zonu üzerindeki stres seviyesini anlamaya yardımcı olmaktadır. Bölgesel fay hatlarının etkileşimi, sismik risk analizlerini karmaşıklaştırmaktadır. Muş Ova’sındaki enerji birikiminin hangi segmentlerde yoğunlaştığı araştırılıyor.

Kırılgan Zemin ve Kentsel Dönüşüm Gerekliliği
Muş Ovası’nın alüvyon ve yumuşak zemin yapısı, olası bir depremde sarsıntı dalgalarını büyüterek hasarın boyutunu artırabilir. Bu kırılgan zemin yapısı, özellikle eski ve mühendislik hizmeti almamış yapılar için büyük bir risk teşkil etmektedir. Kentsel dönüşüm programının hızlandırılması ve yapıların zemin özelliklerine uygun olarak güçlendirilmesi şarttır.
Muş ilinde zorlu kış koşulları, deprem sonrası müdahale ve barınma ihtiyaçlarını zorlaştıracaktır. Afet planlarının bu iklimsel zorlukları dikkate alması gerekiyor. Halkın deprem bilinci ve acil durum hazırlığı ne durumdadır? Yapı denetiminde titizlik gösteriliyor mu?
Varto Fayı Aktif uyarısı ve Muş Ovası’nın enerji biriktirmesi, şehrin sürekli bir deprem tehdidi altında olduğunu gösteriyor. DAF ve Karlıova faylarının ortasında yer alan Muş, yapısal riskleri hızla azaltmalıdır. Bilimsel veriler, 6 büyüklüğündeki bir depreme karşı dirençli konutların inşa edilmesini zorunlu kılıyor. Peki, Muş, 1966’dan alınan derslerle bu yeni enerji birikimi dönemini güvenle atlatabilecek mi?





